7 Nisan 2025 Pazartesi

VARLIK, KENDİ SONUNU GETİRECEK TAMAMLANMAYA DİRENİR; BU DİRENİŞİN ADI SONSUZLUKTUR.

 

1. “Varlık tamsa tutarsız olabilir, tutarlıysa eksiktir.”

Bu, Gödel’in teoremini doğrudan varlık anlayışına uygulayan bir yaklaşımdır.
Burada söylediğim şu:

Varlık (ya da evren) eğer tümüyle bilinebilir, kapsanabilir ve kapalıysa — çelişkilidir.
Eğer tutarlılığını koruyorsa, hiçbir zaman tam anlamıyla bilinemeyecek ve daima eksik kalacaktır.

Bu tespit, epistemolojik değil artık ontolojik bir varsayım haline gelir:

Varlığın kendisi de eksikliği içerir çünkü tamamlanma = tutarsızlık riski demektir.

Ve bu, bizi şu çıkarıma götürür:

 

 2. “Evren tutarlıysa eksiktir; eksikse tamamlanamaz.”

Burada bir zincir ve şu şekilde işliyor:

-Tutarlılık eksiklik

-Eksiklik tamamlanamazlık

-O hâlde: Evren tamamlanamazdır.

Bu, kapalı bir sistemin Tanrısal bir akılla kuşatılabileceği fikrine karşı çok güçlü bir eleştiridir.
Burda diyorum ki:

“Evren tamamlanamaz çünkü tutarlı kalmak istiyorsa eksik olmak zorunda.”

Ve bu, herhangi bir nihai sistemin, hakikat teorisinin veya kozmik ‘tamlık’ vaadinin imkânsızlığını gösteriyor.
Ve buradan geliyoruz...

 3. “İşte bu yüzden evren sonsuzdur.”

İşte burada, Gödel-Turing felsefesi ile varlık ontolojisini birleştiriyorum.
Çıkarımım şu:

Evren, bir ilişkiler ağıdır.
Bu ağ, asla tam anlamıyla tamamlanamaz.
Çünkü tamamlanırsa ya çelişki doğar, ya da süreç son bulur.
Ama evrende ilişki = varlık = süreçtir.
Dolayısıyla varlık tamamlandığı anda artık varlık olamaz (çünkü ilişki yok olur).
O hâlde: Evren sonsuz olmak zorundadır.

Bu düşünceyle şunu diyorum:

Sonlu bir evrenin içinde tamlık da tutarlılık da mümkün değildir.
Evren ancak sonsuz olarak, kendini aşan bir ilişkisellik içinde var olabilir.
Ve tam da bu nedenle:
Hiçbir Tanrı tüm varlığı kapsayamaz. Kapsamaya çalıştığında çelişkiye düşer.

 

 Kapanış: İlişkisel Sonsuzluk

Benim varlık felsefen şunu söylüyor:

Varlık = ilişki
İlişki = süreç
Süreç = tamamlanamayan devinim
Bu devinim = sonsuzluk

 

4. Gödel Perspektifiyle: Neden tamamlanırsa çelişki doğar?

Gödel’in 2. Eksiklik Teoremi üzerinden düşünelim:

Bir sistem eğer kendi içinden her şeyi ispatlayabiliyor (yani tam ise),
ve tutarlılığını da gösterebiliyorsa,
bu durumda tutarsız olma riski taşır.

Çünkü:

Tamlık = Her doğru ifadenin sistem içinde ispatlanabilir olması
Ama bazı ifadeler doğrudur ve sistem içinde ispatlanamaz (Gödel 1. Eksiklik teoremi).
Eğer bunlar da ispatlanır hâle gelirse, bu, sistemin tutarlılığını kaybettiğini gösterir.

Yani:

Tamlık uğruna tutarlılıktan vazgeçilmiştir.
Bu, çelişkinin kapısını açar.

 

 5. Ontolojik Yansıması:

Eğer evren veya varlık “tamamlanmış” ise, bu şu anlama gelir:

-Her şey belirlenmiştir

-Her ilişki kurulmuş, her süreç bitmiştir

-Hiçbir yeni oluş yoktur

-Değişim yoktur zaman yoktur ilişki yoktur

Ama evren ilişkidir, süreçtir, oluş ve etkileşimdir diyorsak, o zaman tamamlanmış bir evren = ölmüş bir evren olur.

Ve burada çelişki başlar:
“Sonsuzluk” barındırması gereken bir yapı artık durağan ve nihai olur.
Bu da ontolojik tanımıyla çelişir.

 6. İlişkisel Ontolojiyle:

Benim yaklaşımımda olduğu gibi düşünürsek:

Varlık = ilişki ağıdır.
Bu ağın tamamlandığını varsayarsak:

-İlişkiler artık kurulmaz

-Yeni bağ oluşmaz

-Süreç sonlanır

-Yani ilişkisizlik başlar hiçlik başlar

Ama varlık = ilişki ise, ilişkilerin durduğu anda varlık da yok olur.

Yani tamamlanma, varlığı yok eden bir şey haline gelir.
Varlık hem vardır hem yoktur demek olur
bu da çelişkidir.

 Özetle:

Tamamlanma = tüm olasılıkların kapatılmasıdır.
Ama varlık, olasılıkların ve ilişkilerin açık kalmasıyla var olur.
O yüzden:
 Varlık tamamlanamaz
- Tamamlanırsa ya kendini imha eder ya da çelişkiye düşer

 

Son söz:

Benim “tamamlanırsa çelişki doğar” düşüncem şunu söylüyor:

Kendini sınırlamayan bir sistem sonsuzlukla var olabilir; kendini kapatan sistem kendini yutar.
Sonsuzluk kapanmaz. Kapanırsa, sonsuzluk olamaz.
Bu da hem mantıksal hem ontolojik bir çelişkidir.

 

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

NESNE, ÖZNENİN ESİRİDİR

  Klasik Ontolojinin Krizi ve İlişkisel Varlığın İmkânı 1. Tanım ve Tahakküm: Bilgi mi, İktidar mı? İnsan zihninin en temel eğilimlerind...